Rebecca
Bir şeyi yapmaktan forced olmak, bir şey yapmaktan başka seçeneğiniz olmadığı anlamına gelir. Örnek: My parents forced me to take piano lessons. (Ailem beni piyano dersleri almaya zorladı) Örnek: The teacher forced them to write on the whiteboard. (Öğretmen onları beyaz tahtaya yazmaya zorladı) Örnek: We are forced to stay at home. (Evde kalmak zorunda kalıyoruz)
04/24
1
peel backne anlama geliyor ve ne zaman kullanılıyor?
Peel back layers of something, perdenin derinliklerinde gizlenmiş bir şeyi ortaya çıkarmak veya ortaya çıkarmak anlamına gelir ve ifadenin kendisi çok fazla kabuğu olan bir soğandan gelir! Örnek: Getting to know her is like peeling back the layers of an onion. (Onu tanımaya çalışmak soğan soymak gibidir) = > soyulmanın sonu yoktur Örnek: Once you peel back different layers of complexity, you can reveal the core. (Karmaşık da olsa deriyi tek tek soymak gerçeği ortaya çıkarabilir.)
2
Poisene anlama geliyor? Mannerile değiştirebilirim?
Yapılmış! Poise, sakin bir tutumu ifade eden ve mannerile birbirinin yerine kullanılabilen bir kelimedir. Örnek: Her poise when ballroom dancing was perfect. (Balo salonundaki davranışı gerçekten mükemmeldi.) Örnek: Tiana's manner of speaking was very poised. (Tiana'nın ses tonu çok zarifti.)
3
give me a breakne anlama geliyor?
Give me a break, go easy on meile aynı anlama gelir. Sana çok fazla bir şey olmanı söylüyorum. Birisi çok kızgın olduğunda kullanabileceğiniz bir ifadedir. Örnek: Oh, give me a break. You'll never be as good as I am. (Oh, kes şunu, asla benim kadar iyi olamayacaksın.) Örnek: I haven't played the flute in a while. Give me a break! (Uzun zamandır flüt çalmıyorum, çok sert olmayın!) Örnek: Give him a break. He's still learning how to do the job. (Çok sert olmayın, hala nasıl yapılacağını öğreniyorsunuz.)
4
Lütfen bize "what are you up to" ifadesi hakkında biraz daha bilgi verin
What are you up toWhat are you doing? (ne yapıyorsun?), What's new in your life? (hayatındaki yenilikler?) Bu çok yaygın bir İngilizce ifadedir, şu anlama gelir: Bu ifadeyi, diğer kişinin ne yaptığını ve hayatında ne gibi yeni şeyler olduğunu sormak için kullanabilirsiniz. Bu ifadeyi kullanan bazı örnek konuşmalar aşağıda verilmiştir: A: Hey! What are you up to? (Hey! ne yapıyorsun?) B: I'm just watching t.v. (Sadece TVizliyorum.) A: I haven't seen you in so long! What are you up to? (Seni görmeyeli uzun zaman oldu! son zamanlarda neler yapıyorsun?) B: It has been a long time! I'm actually working at a law firm now. (Uzun zaman oldu! Şimdi bir hukuk bürosunda çalışıyorum.) A: Wow, that's great! (Vay canına! Bu ifadeyi kullanmaktan korkmayın! Ana dili İngilizce olanların çok sık kullandığı ve kolayca anlayabileceği bir ifadedir. Harika soru için teşekkürler!
5
Savingne anlama geliyor?
Savingtasarruf etmek veya biriktirmek anlamına gelir, ancak burada tasarruf etmek, para gibi bir şeyi biriktirmek anlamına gelir. Bu nedenle, life savings, tüm hayatınız boyunca biriktirdiğiniz para ve mülk anlamına gelir. Örnek: The boy puts his savings in a piggy bank. (Çocuk parayı kumbarasına koyar) Örnek: I deposit most of the money I earn in my savings account. (Kazançlarımın çoğunu yatırıyorum)
İfadeyi bir testle tamamlayın!
Bu spa müziğini dinlemek zorunda kaldık, bu yüzden kafan patlamaz ve hepimizi öldürmez.
