Eğilimleri
- 01.buckle upne anlama geliyor? Öbek bir fiil mi?
Buckle up, bir uçakta veya arabada bir kemeri bağlamak veya sıkmak anlamına gelen bir öbek fiilidir. İnsanlara kemerlerini bağlamaları söylendiğinde yaygın bir ifadedir! Örnek: Buckle up and enjoy the ride. (Kemerlerinizi bağlayın ve eğlenin.) Örnek: Johnny, please buckle up before we go. (Johnny, gitmeden önce kemerlerini bağla.)
- 02.crummyne anlama geliyor?
Crummy, düşük kalite, kirli veya nahoş anlamına gelen bir sıfattır. Bu çok yaygın bir ifadedir. Örnek: The hotel they stayed in was a little crummy, but they didn't mind. (Kaldıkları otel kalite olarak biraz kalitesizdi ama aldırmadılar.) Örnek: I don't want to hear your crummy jokes. (Kötü şakalarınızı duymak istemiyorum.)
- 03.mad chubs ne anlama geliyor?
Mad chubsburada çok şişman veya çok tombul olmayı ifade eder. Mad, so much, so many, very (çok, çok) gayri resmi bir şekilde ifade etmenin bir yoludur. Chubs fatanlamına gelir. Bu yaygın bir ifade değil. Bu durumda, genellikle how did I get so chubby, how did I get so fatolarak adlandırmak daha yaygındır.
- 04.Strappingne anlama geliyor? Kaslı anlamına mı geliyor?
Evet bu doğru! Strappingbüyük ve güçlü bir şeyi ifade eder ve genellikle bir erkeğe, özellikle de iyi bir vücuda sahip bir erkeğe atıfta bulunur. Örnek: The Smith family has three strapping sons. (Smith ailesinin üç güçlü oğlu var.) Örnek: The male lead of the movie was a handsome, strapping young man. (Filmin erkek kahramanı yakışıklı, uyumlu bir genç adamdır.)
- 05.Lütfen bana Now where to beginalternatif olarak ne kullanabileceğimi söyle!
Oh elbette! Now, where to begin yerine Now where do I start?, Now, where to start?, What should I start with? veya Where should I begin! Evet: A: Tell me how you two met. (İkinizin nasıl tanıştığını anlat.) B: Okay. Where do I begin? (Evet, peki nereden başlamalıyım?) Örnek: I'm not sure where to start. (Nereden başlayacağımı bilmiyorum) Örnek: I need to write a paper on mitosis, but I don't know how to begin. (Somatik hücre bölünmesi üzerine bir makale yazmam gerekiyor ama nasıl başlayacağımı bilmiyorum.)
- 06.he's all Ne demek istiyorsun?
he's all, arkadaşı tarafından sergilenen belirli bir davranışı ifade eder. Ne söylemeye çalıştığını tam olarak bilmiyorum çünkü sonuna kadar ortaya çıkmadı, ama sanırım bu koşullarda onu rahatsız eden bir şey hakkında yorum yapmaya çalışıyordu. Arkadaşınızın davranışının allçok ileri gittiğini gösterir. Örnek: So my friend was coming to town, and I was all excited. And then she canceled! (Arkadaşımın kasabama geldiğini duyduğumda çok heyecanlandım ama iptal etti!)
- 07.Verileri verimli kullanmak neden önemlidir?
Hedef odaklı olmak için kaynaklarınızdan en iyi şekilde yararlanmak ve verileri verimli bir şekilde kullanmak önemlidir. Gereksiz veriler toplarsanız, gereksiz işler yapabilirsiniz. Ya da veriler doğru kullanılmazsa, kaynağın potansiyeli boşa harcanır. Böylece veri topladığınızda, onu belirli bir amaç için kullanabilir, bir sorunu çözebilir veya yeni bir fikir üretebilirsiniz, bu da verilerin verimli kullanılmasına yol açar.
- 08.Lawmakerpolitikacıları mı ifade ediyor? Yoksa hukuk mesleğinde çalışan birini mi kastediyorsunuz?
Lawmakeraynı zamanda yasayı yapan kişiyi, yani yasa koyucuyu (= Ulusal Meclis üyesi) ifade eden legislatorolarak da adlandırılır. Örnek: They organized a petition for the legislator. (Ulusal Meclis'e dilekçe verdiler) Örnek: The lawmakers took notice of what was happening in the state. (Kongre üyesi eyalette neler olup bittiğini not etti)
- 09.Get pushed aroundne anlama geliyor?
Get pushed around, bir şey hakkında kaba veya zorlayıcı bir şekilde talimat almak anlamına gelir. Başlangıçta istenenden daha fazlasını isteyen bir konu için özellikle kabadır. Örnek: My older sister pushes me around by asking me to do things for her, like clean her room. (Kız kardeşim bana odasını temizlemek gibi sadece kendisi için iyi olan görevler veriyor) Örnek: He got pushed around by his boss too much, so he quit his job. (Patronu tarafından o kadar taciz edildi ki sonunda işini bıraktı.)
- 010.Vested in [something] ne anlama geliyor? Hangi durumlarda kullanabilirim?
Burada vestedkelimesi, verilmek/alınmak veya onaylanmak anlamına gelebilir. Ancak ifadenin doğası gereği günlük hayatta çok sık görülebilecek bir ifade değildir. Ortak bir durum seçmem gerekseydi, bu bir düğünde görev yapmak olurdu! Buna ek olarak, vestedbir konunun başarısıyla kişisel olarak ilgilenmek için kullanılabilir. Örnek: By the power vested in me, I pronounce you husband and wife. (Bana verilen yetkiyle sizi karı koca ilan ediyorum.) Örnek: The government has vested authority to look after its citizens. (Hükümet, vatandaşlarıyla ilgilenme yetkisine sahiptir) Örnek: I have a vested interest in the success of your business. (İşinizin başarısı için hakkım var) Örnek: I'm vested in my studies. I need to do well! (Okuma hakkım var, iyi yapmalıyım!)