Burada treaclesderken neyi kastediyoruz?

Tinkerne anlama geliyor? Bir şeyi değiştirmekten mi bahsediyorsun?

Evet bu doğru! Tinker, sıradan bir şeyi düzeltmek veya yenilemek anlamına gelir. Örnek: I like to tinker with vintage cars. (Eski model araçları modifiye etmeyi seviyorum) Örnek: I tinkered with the design to make it better. (İyileştirme olsun diye tasarımı biraz kurcaladım.)

Word cloudne anlama geliyor? Bana birkaç örnek verebilir misiniz?

Kelime bulutu, farklı boyutlarda görünen kelimelerin bir koleksiyonu anlamına gelir! Kelime ne kadar büyük ve kalın olursa, belirli bir metinde o kadar sık bahsedilir ve o kadar önemlidir. Kelime bulutları, bilgilerin daha görsel bir temsilini sağlar ve metin işlemede çok faydalıdır. Resimleri burada göstermek zor, ancak bunları Google'da arayabilirsiniz!

payve make paymentsarasındaki fark nedir?

Genel olarak, paykelimesi, tüm parayı tek seferde ödemek anlamına gelir. Öte yandan make payments, toplu ödeme olarak değil, taksitle ödeme anlamına gelir. Özellikle eşya ne kadar pahalı olursa o kadar make paymentskullanılıyor ve bu videoda Zoe tekne çok pahalı bir eşya olduğu için taksitle ödeyeceğini söylüyor. Örnek: I have to pay the rent tomorrow. (Yarın kira günü) Örnek: I am making payments on the rent over the next few weeks. (Kiramı birkaç hafta içinde ödeyeceğim)

Burada kendini işaret ederken neden youdedin?

Finn'in youolarak adlandırılmasının nedeni, Finn'in karşılaştığı kötü deneyim hakkında konuşmasını kolaylaştırmasıdır. Bu kötü deneyimlerin herkesin başına gelebileceğini göstermenin bir yolu, ama aynı zamanda bu kötü deneyimleri yeniden düşünmenizi sağlamanın bir yolu. Örnek: You win some battles, you lose some battles. (Bazen kazanırsın, bazen kaybedersin.) Örnek: You just can't trust anyone these days. (Bugünlerde kimseye güvenemezsin.) Örnek: Love will tear you apart. (Aşk beni parçalayacak)

Burada bulkne anlama geliyor? Lütfen hangi kelimelerin yerini alabileceğini bana bildirin!

Burada kullanılan bulk, çoğu (the majority) ve çoğu (most) ile aynı anlama gelir. Örnek: The bulk of this year's traveling will take place on the roadways. (Bu yılki seyahatlerin çoğu araba ile olacak.) Örnek: The majority of cooking is done by my father. (Yemeklerin çoğunu babam yaptı) Örnek: Most of this year's donations came from corporations. (Bu yılki bağışların çoğu şirketler tarafından desteklendi)